Bogazimdaki gicik


Kasim ayi sonlari, yilin ilk kari düsmüs ve sobasiz evimizde oturuyoruz 4 sap, pardon arkadas, arkadas dediysem herkes icin demiyorum, demedigim sahsa ithafen söyleyemediklerimi burdan aktarmak istedim.

Ey ev arkadasi sana sesleniyorum duy beni, kalk o lanet olasica kanependen artik, iyice yapistin lann (aq), evladim, yavrucum ve insanliktan cikma sinirina gelen varlik, sana ne yapmam gerekiyor daha, sövsem alintin yok, dövsem kasintin cok, yemek vermesem ölecegin yok.

Bizim bu arkadasla tanismamiz nasi olduysa oldu. Adimimi attigimdan beri yakamda yaw, kahretsin ki düsmüyor ama biz bununla ve bu insan olasicaya dayanamayip memleketine geri dönmek zorunda kalan arkadasimizla ne badireler atlattik ya da ben badire diim siz kaziklanmak, geldigimizden beri birakmadi pesimizi bu lanet kara bulut, neese biz kahramanimiza dönelim, babam da sever bu kahramanimizi ama webcamdan sever..  E be adam yedigin tabagi niye bir ay bekletip de falina bakma ihtiyaci duyarsin, o tabak zaten bir günde de kivama geliyor, bunu o kadar zorlama.. sonra o bardak da nedir, icinde kasigi hic eksik olmayan ve yine en az bir ay yikanmayip ve her ictigin cayin, kolanin, kahvenin, fantanin efendim ne söyliim bunun gibi sivi iceceklerin son damlaciklari durup, her bardagina koyusumda,

– la oglim bi calkalasaydin bari

– yok goccum doldur doldur

diyalogumuzdan usandim artik, bunu okuduktan soora bi calkaliyiver midem kaldirmiyor artik..

Gelelim su feybukuna ve türevlerine, lan yiterr gare la bilgisayar isyan bayraani cekti, sallamaktan bellegi yoruldu laa (aq). Ben hayatimda o kadar tab acmiyorum, sen ise günde aciyorsun sonra da bilgisayar isindi.. e aazina ettin artik. Sakin yeni bilgisayarina böyle davranma hele ki o düsündügüm nadide parcayi alacaksan.

Bogazimda su an bööle bi uyuz eden bisiiler var, hastaligima veriyorum, gecer deyip bu gicikliga sesim cikmiyor iste böyledir hastalik, bazen boynumu da vurasim geliyor psikopatligimdan..

Published in: Genel on 30 Kasım 2010 at 03:40  Comments (2)  

geriye bakilacak elbet


Beklerken zamani bir türlü iyi kullamiyorum. Su an üniversitenin
acilmasini bekliyorum o güzelim vaktimi öldürerek ve her
defasinda yarin sabah ilk isim derse baslamak oluyor ama nafile,
yine bilgisayar basinda yok feysbuktur yok haberlerdir yok
oyundur, filmdir.. biraz yemek yiyim, ohh doydum.. simdi 13.
bölümü acayim.. biter 14. bölüme gecerim.. diyerek sezon biter,
baska diziler, filmler alaaaah günler ne hizli gecti.. Eeee her
sezon bitiminde ben ne yapiyorum diye sürekli soruyorum kendime
fakat durum icler acisi. Neymis yarin derse basliicakmis pehh 😦
okul basladiginda elimin ayagimin birbirine gircegini o kadar
iyi biliyorum ki, ahh ulen zamaninda yapmadim simdi sürünüyorum
diyecegimi cok ii biliyorum.
Bi de su yarim kalan kitaplar, bilgisayarim bozuldugunda ya da
elektrik gittiginde hemen bi kitaba baslar ve isigin yanmasiyla
birakmam an meselesi olur, öyle ince kitaplar da degil hani,
hemen silip süpürüyorum ya böyle ele gelir, tombis kitaplar.. Su
an da tam önümde arkadastan aldigim dünyanin en akilli insaninin
kitabi var, hemen okuyup vericem dedim, tipki is görüsmesindeki
boss, biz sizi ariicazz demesi gibi..
Published in: on 30 Eylül 2010 at 12:02  Comments (1)  

pis, kaka, e-ee


Keske…

…bugün bitmeseydi

…bilseydim hayatta beni neler bekledigini

…zaman makinem olsaydi

…bu kelimede sen gelmeseydin aklima

…her insana deger verilseydi

…düsünceleri okuyabilseydim

…herkes oldugu gibi olsaydi

…unutabilseydim

…ben de bu dünyada yasamayi ögrenebilseydim

…savaslar olmasaydi

…corbada benim de tuzum olsaydi

…artik elimdekilerin degerini anlasaydim

…akil yastan üstün olsaydi

…demeden yasayabilseydim

…uyanmayip uyandirilsaydim

…hersey kapiyi carpip cikmak kadar kolay olsaydi

…denmez ki hic, dememeliyiz, cünkü yasandi bitti, su an vardir sükretmeliyiz…

ne kadar cirkin bir kelimedir, olmamasi gereken, denmemesi gerekir. Hayatimizi bu gereksiz kelimeyle doldurmayalim. Lütfen cocuklarimiz “keske” kelimesini söylerlerse agizlarina biber sürelim..

Published in: Genel on 15 Eylül 2010 at 15:52  Yorum Yapın  

Biraz globalleselim


Su son zamanlarda yapilacak hic bir sey kalmadi gibi geliyor. Dünya bi türlü düzene dogru gidemiyor maalesef. Küresel isinma, dünyada terör ve savaslar can almaya devam ediyor, herkesin bi mahvetme cabasi aldi basini gidiyor. Neden cehenneme cevirmeye calisiyoruz yasadigimiz evi, hakkaten hedefe emin adimlarla ulasmaya az kaldi.. Ülkemiz yönetiliyor fakat hangi ülkeler yön veriyor?! Bir de basketbol takimimizin finalde eslestigi takima yenilmesine de cok üzüldüm…

Evet dünya küresellesiyor fakat bu küresellesme farklilasma mi yoksa bir bütün olmak mi?? Sözde toplumlar birbirine yaklasacak, kültür alisverisi olacak, böylelikle de bir bütün olacakmisiz.. peh.. Kimi teknoloji de bir numara, kimi asker gücünde, kimi de petrolde, tabi menfaatler girince de yeni catismalar doguyor, kardes kardesi vuruyor, hersey benim olsun istiyor..

Hani avrupalilar diyorlar ya türkler barbar diye, viyana da bir taksiye binmistim, soför anlatiyor: taksime bi avusturyali bindi, benim nereli oldugumu sordu, türk oldugumu söyledim. Bunun üzerine o serefsiz herif türkleri assagilamaya basladi, neymis hic bi seylerden haberleri yok, sadece dönerci olurmus onlardan.. anlatirken sinirinden kaza yapacak herif, o derece hiddetli anlatiyor ve su sözünden sonra konusma geregi duymuyor; türkler almanca konusamiyor ama biz konusuyoruz.. böyle bi görüs acisi kimde vardir, biz miyiz barbar, böyle mi olur karsilastirma ve bunun gibi salak sacma cümleleri siralamis. Gercekten acizligin bu kadari.. Irkcilik yok derler irkciliga savas acarlar ama herkesi mimlemekten vazgecmezler. Bir aci örnek daha vermek istiyorum, ilk isim, reklam dagitiyorum, almisim bin tane reklami bi fuar alaninda kapi kenarinda basladim reklamlari dagitmaya, kücük kizi annesinin elinden tutmus disari cikiyorlar, ufaklik bana bakarken bir tane de ona uzatiyorum kiz elini uzatir uzatmaz annesi hiddet dolu gözlerle bana bakiyor ve kizini kendine dogru cekip; bir daha böyle seyler yapma, onlar yabanci.. diyerek gecip gidiyor ve tembihleri yagdiriyor o kücücük kiza. Yani böyle düsünenler oldugu sürece insanlik hep kaybedecek..

Published in: on 14 Eylül 2010 at 18:25  Yorum Yapın  

Cukulata


Canim bir cikolata cekmis ki anlatamam, kapi kapi dolasasim var su an, elime fincani alip, komsunun kapisini tiklatip kahve isteme bahanesinyle yanina da bi kit cikolata koyar misiniz diyecegim neredeyse. Böyle gecmiyor gece, bagimli gibi elim ayagim titriyor. Dolaplara bakiyorum kesme seker dahi bulamiyorum, cildiricam. Sadece buzdolabinda portakal suyu, tatmin de etmiyor ki kör olasica.. Cikolatayi sevenler bilir, insan cok bencil olur ona sahipken, herkesten gizli yer, cünkü kara sevda.. Cikolatayi tavsiye ediyorlar, niye.. beyindeki bilmem ne seviyesini arttiriyor, metabolizma, kanin akis hizi falan yarista oluyor bi de mutluluk hissi veriyor derler, hakkaten öyle. Bu gece mutluluk hissini ariyorum ben de.. Simdi bizim evde bayram gelmeden alinan cikolata ve sekerler vardir, zamaninda nasil da bitirmistim ama.. Ellerim iyice titremeye basladi, kriz geldi cikmayin sakin karsima, bunu yazarken de yanimdaki bardaktan portakal suyu iciyorum, bu nasil bi acizliktir.. Aklima da malum arkadas geldi, bana waffle ismarlayan sahsiyet, o nasil bir tatlidir yarabbim, hayatimda ilk defa yemistim, ilk görüste ask baslamisti tekrar, her görüsmemizde vafeel vafeell diye basinin etini yerim..

Neyse artik, yarin giderim bol bol cikolata alirim biraz daha sabretmek kurtulusun anahtari olacak, cocuklara degil kendime.. Seker bayramimiz kutlu olsun…

Published in: on 08 Eylül 2010 at 19:50  Yorum Yapın  

Sehir Mukayesesi


Acilis: ögle namazina müteakip

Kapanis: günes batmadan

…burasi Viyana, avrupanin göbegi diyorlar (pehh). Hic alisamamisimdir, 19:00 deyince marketler kapanir mi yahu, ya pazarlari ne diyeceksin, hic acik degil, yapmazsan zamaninda alis-verisini ac kaldin. Ne bakkal var ne simitci, oturuosun bi cafeye neymis bir tane sacher torte yanina da cafe latte, ohhh ne güzel! Evde yemek yapiyorsun ahaa salca bitmis, hay aklima s.cayim almayi unuttuk yine, pizza yiyeyim bare.. (buzlukta mutlaka bulunmasi gerekenlerden biridir.)

Acilis: sabahin körü

Kapanis: gecenin körü

…burasi da Türkiye bakkalimiz cakkalimiz 7/24 acik, hizmette sinir yok. Aksam canin cokoprens mi cekti, git al, almisken cekird

ek de al, anaa para almayi mi unuttum, mühim degil, sanki kaciosun, yarin verirsin. Sabah olur gidersin ekmek alirsin, eve dönüste ekmegin o en güzel yerini koparirsin, ohh kitir kitir.. Sokakta, simitciii simit isteyen yok muuu, sesi duydugun gibi kaparsin en citirindan cayinin yanina, oturursun cay bahcesine, kalan susamlara da parmaginla basmayi ihmal etmezsin.. Kebap, kokorec, tantuni, ezo gelin, künefe, cay aman Allahim hangisini yesem acaba! Ne kadar rutin görünse de hayat budur iste diyorsun bi zaman sonra…

Published in: on 06 Eylül 2010 at 03:06  Comments (2)  

izmir sivesi “denk getirebildin mi len”


Bu sene arkadaslarla birlikte araba kiralayip egeden girip akdenizden cikmakti planimiz. Planda bes kisiyi tamamlamak var biz dört kisiyiz, güzel bi araba kiralayip baslayacaktik. Ame hergün bir aksilik cikiyor, kimi ben gelemiyecegim diyor, kiminin o maceraya kalbi dayanmiyor, iki sap kaliyoruz. Tüm planlar marmaraya düsüyor. Biz de s… yaa gider kendimiz pasa pasa yapariz bro deyip rotamizi Izmire ceviririz. Zor da olsa bilet buluruz otobüsün en arkasinda, sekiz saat yolculukta yatmayan o koltuklarda Izmir otagarina sabahin altisinda iki büklüm atariz kendimizi assagiya. Ordan tatil beldesine gidecegiz tabi, biraz ötede bagriyorlar cesme, kusadasi diye biz oralara gider miyiz hic, biraz ilerde de genc bi cocuk (helal olsun isini layikiyla yapiyor) nasil da yirtiniyor. Arkadasim gel buna bincez diyor. Minibüs yarim saat sonra kalkacak, gidilecek yer de gümüldür (ben hala gümbüldür diyorum o ayri bi mesele) tam bi bucuk saat de ordan ayarlanilan otele (bebek gibi!!). Otelde bir hafta kalicagiz (güya!!) Girdik yerlestik odaya, iki yatak, ufak bi balkon, dus ve wc o kadar, ne klimasi var ne de ufak bi buzdolabi. Tabi yatagi görünce ilk is güzel bi uykuydu.. Uyaninca direk hadi denize gidekk oldu. Sefe sorduk – deniz ne kadar uzaklikta. – surdan iki dk yaa – eyw sagol.. iki dk yürüdük binalarin ardindan denizi gördük – vay seref.. iki dkmis. (vardik on dkda diyelim) kimsecikler yok deniz bize ait. Ikimiz de öyle profesyonel yüzücü degiliz. – lan oglum ben yüzüyorum da ayagim yere degmeyince bi cabalama bi cabalama – aynisi bende de var bro – et kuma deeecek aga.. Yorulana kadar cimdik sonra biraz dinlenelim dedik. Burda da arkadasimiz var aradik geldi yanimiza, oteli sikayet ettik ona da, dedi gel bakalim merkezde bi yer. Merkez de maasallah iki dk degil! köprü falan gecmen gerekiyor, hayatindan bi seyler feda edeceksin ulasmak icin… bir yer bulduk denize sifir fiyati da kaldigimiz yerin tam yarisi, yer de var – tmm bro yarin burdayiz – diger tarafi nasi halledecegiz – orasini bana birak.. geri döndük otele söyleyecegiz ama önce bi yemegimizi yiyelim.. karnimiz doydu elhamdülillah.. – abicim bizim arkadasimizin yazligi var bizi davet ediyor o yüzden yarin cikmaliyiz. – e hani bir hafta kalacaktiniz – zate iki gün kalip geri gelecegiz, cok sevdik burayi 😛 – hee tmm o zaman sorun olmaz gencler, siz eglencenize bakin – abi kartini da alabilir miyiz (yuh artik) – tabi buyur kocum.. sabah yeni yerimize tasiniriz artik paramiz da coktur, harcamalardan kismak yok yani.. diger arkadas yüzmeyi cok iyi bilir, hayvansi da yüzer, sorarim nasil böyle yüzüyorsun, bilmem yüzüyorum iste, hay aq.. biz de cimiyoruz hala.. biraz derin yerlere gidip ayakta durma calismalari baslar, bi gün iki gün ööle gider.. – bak bak laaan duruorm, gelsene buraya – ben de duruyorum ama yoruluorm yaaa – gel derinde dur daha rahat, ayaklarini da cirp… ben yavas yavas acilirim, basardikca cesaretim artar, voleybol oynariz biraz uzaga kacar top, iki kulac topu alip gelirim (vay bee yüzüyorum lan) gittik bi köfte ekmek yedik, izmir sivesini de has adamindan duydum, tüm gün adamin taklidini yapiyoruz 🙂 bi gün bu hayvan gibi yüzen arkadas bize der – gelin la surdaki tekneye gidelim (arkadasim istemez ama ben, ögrendim ya iki günde yüzmeyi..) – dur ben geliyorum ama su topu da al bi sey olursa atarsin bana.. yolun yarisina kadar yüzerim ama nasil nefes nefeseyim – topu aaat laaaan, ölüormm.. diger yarisini da topla tamamlarim ve teknedeyim. Megerse bu sesi büzülesice kizlar icin gitmis vay aq yaa.. muhabbet fln, espri yapma girisimleri gecti bi güzel vakit, tekneyi de babamizin teknesi gibi kullaniyoruz. Bi ara ilerde hortum olustugunu gördük, sahil toz duman, dalgalar fazlalasmaya baslio (aha b.ku yedin oglum) ben herkesi tembihlerim – herkes bi uzvumdan tutsun, ben hayatta geri dönemem.. bi yarim saat sonra normale döner ama tam normal degil. Hadi dönelimler baslar.. arkadasa yine top planini uygulariz deyip, atlarim denize yüz yüz bitmiyor, dalga cap cuk yüzüme carpiyor, bi güzel tuzlu sudan nasibimi de aliyorum, su yuttukca nefes araliklarim kisaliyor, arkaya bakiyorum yok arkadas görünmüyor, bagirmaya calisiyorum sadece bi hecesi cikip su carpiyor yine suratima, kulac atiyorum ama her kulacimda bi hatim. Cok yaklastim, suda birini görüyorum cok az kaldi, bi hatim daha.. konusmami duyacak sekilde yaklasiyorum – abi ayagin yere degiyor mu – yok – (bes hatim daha) abi bi el ativer – ben zor yüzüyorum yaa – Allah’im sana geliyorum.. ve iste o kara nur yüzlü arkadasimi görüyorum, ne kadar endiselendiyse – gel oglum biraz daha gel burada yere basabiliyorum.. sahilin tasli kumsalina kendimi birakiyorum, gözlerim görmüyor, kalbim dinamo görüntü bi gidiyor bi geliyor… bi gün kendimi zor toparliyorum.. – be aq hani topu yollayacaktin – oglum dalgalar ben baska yere sürükledi – ölüodum laan, bi de hayvansi yüzersin – bi daha olmaz – hadi lenn 🙂 artik cimmeye devam…

Published in: on 05 Eylül 2010 at 15:36  Yorum Yapın  

Tost makinesinin ve fritözün intikami


Bizim evde hic fritöz olmamisti, hep tavada yapilirdi ben de hic sevmezdim. Giderdim mekdanilds’a söölerdim o güzelim patates kizartmalarini. Kendi kendime derdim büyüyünce kesin alicam bi fritöz diye. Bir zamanlar dünyanin en ünlü restoraninda calisiyordum! Ordan aldigim ilk maas cok garip gelmisti cünkü ilk alin terimdi. Zarfi acip kapiyordum. Diyordum kendime, bu para harcanilacak para mi yoksa sandikta durcak para mi.. sonra dedim len oglim deli gibi calistin catir catir yemeyi hakettin. Haftalik iznimde gittim arkadaslarla mekdanilds’a kendime de bi menü söyledim, patatesleri döktüm o an aklima on sene önceki sözüm geldi, lan oglum büyüdüm la ben, artik bi fritöz almaliyim. Ordan ciktigim gibi kostum fritözcüye, emmi ordan en iyi fritözünü yolla bana. Aldiktan sonra direk eve yardirdim. Parcalarini birlestirip koydum masaya, bir sey eksikti patates.. Kostum markete, aldim hazir dogranmislarindan geldim eve, koydum 2lt yagi döktüm posetteki patatesleri basladim basinda beklemeye, ne de güzel kizarirmis o patatesler, birazdan lüpür lüpür götürücem sizleri, aman da aman.. sabah aksam patates, gina geldi artik bi günden sonra.

Ne kadar cok para almisim ki gittim bir tane de tost makinesi aldim. Koydum tost ekmeginin arasina kasari sucugu bastimda bastim, tam tost oldu, böyle kitirin citiri oldu yani. Sonra yemek yapmayi ögrendim bunlardan iyice sogudum. Mutfaga girince görmemezlikten geliyorum. Ve en kötü an gelmisti onlar icin, üstüne kuma getirmistim, artik firinla yüz göz olmaya baslamistik. Ne kadar mesuttuk, kekler, pastalar, pogacalar veriyordu bana. Intikamin kokusunu alabiliyordum artik. Bir sabah kalktim canim patates cekmisti, o da ne, yaga ne olmus öyle, kapkara iyyy cok igrenc. Yikamaya yeltendim, o pihtilasan, tanimlayamadigim kaygan seyler, nasil da cikmiyor, nasil da inat ediyor. Birakiyorum kurumaya fritözü, bare tost yapayim diyorum, kapagini kaldiricam ayrilmiyor kapagi, zor da olsa acabiliyorum. Manzarayi görünce bi iyy daha diyorum, kasar hic siyahlasir mi yaa, böyle makinenin yüzü siyah kasar kaplanmis. Basla oglim kazimaya, cart curt heryeri ciziliyor ama büyük bi kismi temiz görünüyor. Iki tostu hazirliyorum, acmaya kalkiyorum yine acilmiyor, aciyorum ekmeklerin biri üstte biri altta… Hay ben böyle isin, yemiyorum ulan..

Kefal ne varsa sende var 😛

Published in: on 04 Eylül 2010 at 20:51  Comments (2)  

Balkondan bahceye bakis


Yalniz bir yanindan eve bagli, öbür yanlari temiz havayla cevrili olmasi gereken yapiya biz balkon deriz. Balkonsuz ev mi olur yahu, balkon dedigin yarimada gibi olmali. Iki sandelye bir de masa olmali, aksamlari da cekirdek eksik olursa vay o balkonun haline. Assaga bakip, bak Leyla ciceklerde acmis gördün mü, diye konuya girilebilmeli.. Uzatmali o yorgun ayaklari.. Sabah kalktiginda yapmalisin illaki kahvaltini o güzel günesli sabahta.

Yirmi senedir balkonlu evde büyüdüm ben, üstüne üstlük bahceli evdi. Istedigim gibi tepinirdim, yikmadik kirmadik bir sey birakmazdim. Cok da simartilirdim, balkondan gelen seslere uyardim ama ne yapayim (kir oglum, aslan oglum, oooh ez iyice domatesleri, bak bak ilk seftali al da onu dadli dadli ye) Alirdim köpegimi (Army) sanki tarla sürerdik bahcede. Hasat ederdik Army ile bahceyi sonra yerdik anne terligi..

Yirmibirinci senemde yeni bir evle tanistim, balkonsuz ev. Viyanada tanistim onunla, nasil bir kültürse artik. Herhalde balkonsuz ev, göbeksiz erkek istiyorlar diye tah

min ettim. Ne

kadar da güzel evlerde otursam da balkon olmayinca olmuyor yahu. Nasil bir kültür vardir bu insanlarda kavrayamiyorum. Simdiki evimde de wc disarda (keseronur deginmisti birazcik) , o konuya hic girmek istemiyorum.. Bahcesi de yok.. gidip bahceyi dagitmak icin demiyorum, camasir asicam yaa.. Ama ne yaziktir ki artik Türkiyemin evleri de ya balkonsuz yapiliyor ya da bi masa sigmayacak kadar dar..

Published in: on 04 Eylül 2010 at 13:42  Comments (1)  

Tek basima kalinca aklima geldi yine o kadin


Bugün günlerden cumartesi, benim tatilim, yani annemin günüydü. Lise yillarimin son senesi ve yurttayim. Maglum öss var, haril haril test cözüyorum tüm h.ici. Cuma aksamini iple cekerdi benim annem, her geldigimde acik büfe olurdu mutfak, acik büfe dediysem kendin almiyorsun, servis pambihh ellerle yani.. Pazar aksami o saat geldi mi ahh o pazar aksami ne siz sorun anneme ne ben söyliim. Anne, nasil bir varliktir. Ne baba ne kardes yerini tutar degil mi? Kimse seni düsünmez onun düsündügünün bir grami kadar. Anneye off bile denmez ama sen bunu hep yapiyorsun. Ister simariklik ister aliskanlik de buna.

Yapmayacaksin arkadas. Ne yazik, bir günün annesiz gecse, keske yanimda olsa, sadece yanimda olsun da baska bir sey istemem dersin. Kim ister ki baska bir sey. Annenle aran o kadar iyidir, kimse aranizi bozamaz. Istedigin kadar yüz cevir annene, trip at, canindan bezdir ama git aksam sadece yanagina bir öpücük kondur, bak nasil da unutuyor nasil da basiyor o ana yüregine. Hic bir nimet bu denli güzel bu kadar sükretilesi degildir. Kim ne derse desin arkadas ben ana kuzusuyum. Iki dakika disari gitsem annemi özlerim. Dönüste de evin kapisinda nur yüzlüyü görüyorum. Esek kadar adam oldum yahu. E artik o ayrilik vakti de geldi. Hani iki dakikaya disari gidince özlüyorum dedim ya, simdi iki ayligina hatta bes kere iki ayligina gidiyorum disariya, dönüste yine kapi esiginde o nur yüzlü.. Sen yap benim hesabimi. Benim hesabim kolay aslinda, asil anneme sormak gerek, cünkü… cevap mi vereyim artik buna da 🙂

Published in: on 04 Eylül 2010 at 03:34  Yorum Yapın